14 Haziran 2012 Perşembe

Singapur: Kapitalizm ve Yasaklar Cenneti



  Aslında çok pahalı olan bu ülkeye gitmek hiç aklımızda yoktu. Ama yolumuzun üstündeyken merak duyguları yine ele geçirdi bizi, ve kısa da olsa ziyaret etmek istedik. Zaten bu keşfetme güdülerimizle yandan yandan gittikçe gidiyoruz, bakalım. :)

Ülkeye giriş

 Johor'dan sadece 2.5 RM'e bindiğimiz otobüs ile çok kısa zamanda Singapur sınırındaydık.  (Normal belediye otobüsüyle ülke sınırı geçmek bayağı komik.) Aman girmesi bir dert, çıkması bir dert. Tayland ve Malezya'nın rahatlığından sonra çok fazla bozulduk bu giriş bürokrasisine. Vize kapısındaki rastgele kontrol de bizde patladı. Bir küçük odaya aldılar bizi, her yerimizi arayıp, abuk subuk hava üfleyen bir aletin içine soktular falan. Singapur çok pahalı olduğu için CouchSurfing'den kendimize kalacak yer ayarlamıştık, ev sahibine de küçük bir şişe Çin likörü gibi bir şey almıştık, meğerse bu ülkeye dışarıdan bir şey sokmak, özellikle de içki sigara ve sakız, büyük dertmiş. Aldığımız içkiden daha fazla vergi ödememizi istediler. Ama biz mızırken şansımıza gümrükteki çok tatlı bir kadın, para ödemeden içkiyi sokmamıza göz yumdu, böylece yırtmış olduk ve girişten 1 aylık vizemizi aldık. Sonradan tanıştığımız bazı insanlardan ülkeye içki ve sigara sokma konusunda çok fazla hikaye dinledik. Mesela Singapur'da çalışan Avrupalı biri ülkeye giriş yaparken yanında 10 karton sigara getirmiş, anormal pahalı çünkü ülkede. Girişte üç seçenek vermişler adama, ya beş yıl hapis, ya elli bin dolar ceza, ya da ilk uçakla bir daha ülkeye dönmemek üzere ayrılmamasını istemişler. O da işinden ayrılıp uzamış hemen. :) Yani aman dikkat edin, saçmalık derecesinde abartmış durumdalar..

Couch Surfing

Tüm bu vize macerasından sonra, fazla düzenli ve rahat metro istasyonuna gidip kalacağımız yere yollandık. Yolda içimi bir sıkıntılar bastı. Beleşe kalacak olmamız çok güzel olmasına rağmen, hiç tanımadığın birinin koltuğunda ve evinde konaklama fikri biraz stresli geldi. Normalde en yakın arkadaşlarımın evlerindeki uzun alemlerden sonra ne kadar perişan olsam da gidebileceksem her zaman yatağıma varmayı, gerekirse uyumuş Emre'yi bile bırakıp evime dönmeyi tercih eden ben, alakasız birinin evine gitme fikrini pek sevmedim. Ama para mevzusu da fazla baymaya başladıydı. Neyse sonuç olarak evlerine gittiğimiz insanlar çok rahat ve tatlı kişiler çıktı. İlk 5 dk. içinde tüm bu söylengeç hallerim geçti. Anya, Dave ve Matt bizi gerçekten çok rahat ettirdiler. Üçü de mimar olan bu gençler 25 yaşında İngiltere'de mimarlıktan mezun olduktan sonra, İngiltere'den bisiklete binip, İran ve Türkiye üzerinden Singapur'a gelip, iş bulmuşlar. Daha önce hiç bir bisiklet ile uzun yol tecrübesi olmayan bu tatlı çatlak Anya ve Dave'in yol hikayelerini okumak isterseniz: http://www.pedalpedaletc.com/ 
Kısacası onlar sayesinde iki gün kalıp kaçmayı planlıyor iken, neredeyse 5 gün kaldık Singapur'da. Ev yemeği yapmamız hem bize hem de işten yorgun gelen onlara iyi geldi.  Genel olarak iki kişi günlük 30-50 TL'nin altına pek inmeyi beceremeyen insanlar olarak, Singapur'da 20 TL ile kalmayı başardık çoğu gün. Ayrıca sayelerinde Singapur'da yaşayan diğer CouchSurfing üyeleri ile buluştuk. Filipinli, Endonezyalı, İspanyol, İngiliz, Amerikalı ve Türk'ten oluşan değişik bir içki masası olmuş oldu, keyifliydi çok. Yani CouchSurfing hem ekonomik açıdan hem de sosyal açıdan süper bir olanakmış.

Singapur ne acayip yermiş..

Küçücük bir ülke olmasına rağmen popülasyonu fazla olan bu ülkenin tüm gıda ve su ihtiyaçlarını komşu ülkeler karşılıyor. Ülkede ekili neredeyse hiç bir alan yok ama yirmiden fazla golf sahası var! İçme suyu, sebze ve meyvanın en iyisinin Malezya'dan, balığın en tazesinin Endonezya'dan gelip, bu ülkelerin yerel halkları yerine Singapur'luları doyurduğu, üretmeyen ama bol bol sömüren çook zengin bir ülke. Ayrıca burada da her yer gibi bol bol yol çalışması ve inşaat yapmayı gelişme sanıyor hükümet. Bukit Brown bölgesinde 223 hektarlık eski Çin mezarlığına otoban yapılmak isteniyor. Her sokakta en az üç Mcdonald's, dört Starbucks ve iki 7/11 görebileceğiniz bu ülke tamamen yasaklardan oluşuyor. Metroda su içmenin, sakız çiğnemenin bile yasak olduğu bu diyarda, etrafa çöp atmak da çok yasak ve o yüzden hayatımda gördüğüm en temiz ülke sanırım. Tüm bu sömürgeci ve kontrol manyaklığı içinde şehir ve gökdelenle hiç arası olmayan bir insan olarak, bu ülke tüm o gökyüzünü delenleri ile gerçekten nefis bir yer; özellikle gece vakti, manzaranın bu kadar hoşuma gideceğini düşünmemiştim hiç..



Bu gemili binaya çıkmak pahalı ve çok zenginler için bar, yüzme havuzu, kumarhane ve restorantlar var. Biz çıkamamış olsak da , tepeden şehir manzarası harika diyorlar..



Kuşların bile baydığı, her ülkede illa ki gördüğümüz pis McDonald's terörü


Gittiğimiz yerler arasında mutlaka görülmesini tavsiye edeceğim Asian Civilizations Museum var. Her şeyin anormal pahalı olduğu bu ülkede müze giriş fiyatları 8 Singapur doları, yalnız akşam 19:00'dan sonra müzelerin çoğu bedava. Biz de hemen yararlandık tabi. Hava karanlık olduğu için bu müzenin loş ışık sistemiyle aydınlaştılmış bölümlerde Asya kültürü, dini, müzikleri arasında çok keyifli zamanlar geçirdik. Özellikle müzik seçimleri çok iyi, insanı direk ortama sokuyor; zaman zaman koca heykeller, tapınak parçaları arasında tripli anlar yaşadık. Manyak İngilizler'in, Fransızlar'ın, Portekizliler'in ve Hollandalılar'ın, kısacası sömürgeci Avrupalılar'ın kendi aralarında bu Asya ülkelerini her açıdan nasıl sömürdüğünü görmek de mümkün müzede.  Ayrıca İslam sanatı bölümündeki eski el yazmaları, usturlaplar ve her öğesi ile müzenin kalanı ve çevresi oldukça keyifli.

Öğrendiğimiz ilginç bir bilgi; Çinli bir ailenin oğlu evlenmeden önce ölmüş ise, kızı da evlenme yaşından önce ölmüş olan başka bir aile bulup, ölmüş çocuklarını sembolik olarak evlendiriyorlarmış ki ruhları yalnız kalmasın öbür tarafta.. :)

Singapur vatandaşı olan erkeklerin askerlik yapma zorunluluğu varmış, bir sene. İşin komik yanı, insanları sağlıklı ve fit tutmak için, hükümet belirli bir yaşa kadar erkekleri her sene fiziksel kondisyon testine sokuyormuş. Başarısız olursan para cezası, başarılı olursan para ödülü var. Hatta çok başarılı olursan daha da yüksek para ödülü.. :) 

Bizim bu ülkede olduğumuz sırada Sanat Festivali devam ediyordu şansımıza. Son gününe yetişmiş olsak da, Esplanade Hall'da çok eğlendik. 30 dolar bayılsak da, özellikle uzun zamandır bu kadar güzel bir performans izlemediğimiz, müziklerini Nitin Sawhney'nin yaptığı İngiliz Akhram Khan Company'nin Mevlana'nın eserlerinden esinlenerek oluşturduğu Vertical Road adlı modern dans gösterisi çok güzeldi. Sadece ritm, ışık oyunları ile algılar inanılmaz açılıyor. Kendi sayfalarında performansın görüntülerini izleyebilirsiniz. Ama asıl olay müzik ile aynı anda gittiği için bu video fikir veriyor sadece, biz beğendik çok.


Esplanade Hall'un girişinden

Performans çıkışında tüm mekanın çevresi ve sokak, şovlar ve çeşitli performanslar ile doluydu. Biz de ücretsiz olan bu gösterimler içinde, en çok mimci ve jonglör olan iki adamın şovlarını beğendik, epey güldük.



O gece anladım ki biraz kalsak Singapur'da, yemeğe kalmaya para vermesek de göçeriz maddi açıdan. Her hafta ayrı bir festival, konser, bir şeyler.. Bizim ayrıldığımız haftasonu Cirque du Soleil'nin kostüm yapımcısı atölye çalışması yapacaktı mesela..:)


Görülecek diğer bir muhteşem yer Botanik parkı. Hiç bu kadar güzelini ve büyüğünü görmemiştim. Orkide bahçeleri, zencefil bahçeleri, Bonsai kısmı, yağmur ormanı kısmı, medikal bitkiler, vs. ne ararsanız var. Saatler geçiyor fark etmeden burada. Biz cins olduğumuzdan Universal Studio'lara falan gitmedik. Perak'taki çiftlikte tanıştığımız çok tatlı Singapur'lu bir arkadaşımız vardı, onunla şehir bahçeciliği yapılan yerleri gezdik. Çok güzel şeyler yapmış olsalar da, yetişen sebze ve meyvaları yemek yasak! Yasak manyaklığı çok fena. Bakmak için örnek olsun diye yapılmış. Halbuki kaç kişi doyar.




Mis gibi çikolata kokan nane


Yasak meyvalı şehir bahçeciliği; her halde bu ülkenin nadir yenilebilir köşelerinden


Bir de sanki daha önce hiç görmemişiz gibi Mangrove'ları görmeye gittik. Ama daha önce içlerine bu kadar girmemiştik, çok güzeldi; çamurdan bize bakan yengeçler, monitörler ve balıklar..





Singapur'da her şey çok pahalı olsa da, küçük su 3 TL mesela, foodcourtlar'da 2-3 dolara yemek yemeniz mümkün. En ucuz konaklama ve yemek Hint mahallelerinde. Singapur'lu arkadaşımız Grace bize Hint mahallesindeki Banana Leaf adlı bir lokantada yemek ısmarladı, fiyatları bilmiyorum ama muhteşemdi yemekler.

Yani bu fazla yapay, kuralcı ama tertemiz ülkede sanatsal aktiviteler çok fazla, ve tertemiz oluşu, taksi şöförlerinin Mahler'in son eseri hakkında fikrinizi sorması, her ulaşım aracında çalan entel jazz ezgileri ile ışıldayan zengin gökdelenler, eğer yoldan geçiyorsanız görülmeye değer..


Ev sahibi arkadaşlarımız Anya ve Dave güzel bir benzetme yapmışlardı: Singapur, sanki çocuğu yanlış bir şey yapmasın diye sürekli arkasından tıpış tıpış ittirerek yönlendiren katı bir ebeveyn gibi..

Bu kadar düzgün, zengin, yapay güzelliklerden sonra Endonezya tüm kuralsızlığı, çöplüğü, sefaleti ama hayat dolu yanları ile bizi bekliyordu..



3 yorum:

  1. Nerdeyiz? Singapur'da kayıp oldunuz :)

    YanıtlaSil
  2. :)Evet yazamadım pek, biraz internet bağlantımız sıkıntılı.. Endonezya'da hayat yollarda geçiyor. Şu an Java'ya vardık, tren ile Jakarta'dan aşağılara inmece..İran anılarını merak ediyoruz. Sevgiler

    YanıtlaSil